Dışımın sakin içimin karmaşık olduğu, üst kat komşumuzun torununun evin bir ucundan diğer ucuna bağırarak ve ayaklarını yere vurarak deli gibi koşmasını (yine) dinlemek durumunda kaldığımız bir pazar gününden selamlar. Sabah, gündüz, gece, hafta içi, haftasonu fark etmiyor maşallah. O küçücük çocuğun minicik ayaklarından o gümbürtüler nasıl çıkabiliyor, neden bir çocuk "sürekli" koşar, "sürekli" bağırarak konuşur ve neden büyükleri bu konuda bir şey yapmaz, bilmiyoruz. "Özgür ailelerin (!) gizemi". Pıffff.
Neyse, yazının konusu bu değil, merak etmeyin.
İnsanın kendinde/çevresinde/rutininde/anlayışında vs. değiştirmesi gereken şeyleri net şekilde görüp bilmesi ve fakat çok az değişiklik yapabilmesi, hatta bazen o değişime direncin daha da sağlamlaşması için elinden geleni ardına koymaması çok ilginç bir şey. Bu ister para kazandığınız işle ilgili çalışma disiplini olsun, ister tek kuruş elde etmediğiniz ama yapmayı çok sevdiğiniz, size iyi gelen şeylerle ilgili disiplin. Direnç acayip bir şey.
Yazmaya direnç, okumaya direnç, egzersiz/yoga vs. yapmaya direnç, erken uyumaya direnç, meditasyon yapmaya direnç, sosyal medyada gereksiz insanları takipten çıkarmaya direnç, sosyal medyadan uzaklaşmaya direnç. Kısaca OBD mi desek? "Ota Boka Direnç."
Eğer bir influınsır olsaydım, hemen viral olurdu bakın bu. "OBD sendromu" nedir, nasıl anlaşılır?" / "OBD'yi aşmanın yolları"/ "OBD sendromunuz var mı, beş dakikalık testle hemen anlayın" / "OBD'yi nasıl yendim?" / "Kanalıma ve e-posta listeme üye olun, OBD el kitapçığını bedava kapın" / "Yorumlara üç arkadaşının adını yazıp OBD'sini dünyayla paylaşan beş kişiye OBD'yle Mücadele Eğitimi % 50 indirimli! Kazanmak için son beş saat!"
Bak gaza geldim şimdi, YouTube kanalı mı açsam? 😂 Ben ona da üşenip direnirim muhtemelen, siz açarsanız izlerim ama. Öldürecek vakit çokmuş gibi. Hadi yine iyisiniz, hem bedava fikir buldunuz hem de ilk abonenizi!
OBD'nin tekli ve çoklu türleri var bu arada. Tek bir şeyeyse direnciniz - misal sadece daha erken kalkmaya, sadece yürüyüşe çıkmaya vs. - demek ki sizde OBD-T (Ota Boka Direnç-Tekli) var. Çarşı her şeye karşı modundaysanız, iş biraz daha karmaşıklaşıyor ve karşımıza OBD-Ç (Ota Boka Direnç-Çoklu) çıkıyor. Bunlar zaman zaman yer değiştirip hayatımıza girebilirken, bazı azim çörekliği dönemlerinde tamamen ortadan da kaybolabiliyorlar. Ama sinsi bir sendrom bu OBD maalesef. Tamamen yok olduğunu sandığınız o acayip verimli, huzurlu, kendinizden pek bir memnun olduğunuz tatminkar dönemlerde aslında sadece zihninizin karanlık kuytularına çekilmiş, boş bir anınızı kolluyor oluyor. Bir anlık zayıflık, bir anlık yorgunluk, mazallah bir minik özgüven eksikliği, ve hooop OBD is back in da house.
Efenim çok popüler bir şey malum, "sizde durum ne, yorumlara yazıp bizimle paylaşsanıza!" demek sosyal medyada, çünkü etkileşimi arttırıyor(muş). Burası "asosyal medya" olduğu ve etkileşen bir avuç insan olduğumuza göre, kendinizi ticari/sosyal kaygılar için kullanılmış hissetmeden gönül rahatlığıyla sizde bu sendromun hangi halleri var paylaşabilirsiniz. Maksat iki kikirdeyip direnmeye devam etmek. Raad olun biz bizeyiz. 😏
Şuraya da "hiçbir şey yapmamaya direnme" üzerine hoş bir yazı bırakıyorum meraklısına:
https://www.independent.co.uk/voices/silent-retreat-meditation-home-lockdown-b1789416.html